Engelli Hakları
1. Engelli kişi, normal bir bireyin, kişisel veya sosyal yaşayışında kendi kendine yapması gereken işleri bedensel veya zihinsel kabiliyetlerinde, kalıtımsal veya sonradan meydana gelen herhangi bir noksanlık sonucu yapamayan kişidir.
2. Engelli kişiler bu beyannamede belirtilen haklardan tam olarak yararlanmalıdırlar. Bu haklar, özürlü kişinin veya ailesinin sahip olduğu ırk, renk, cinsiyet, lisan, din, siyasal ve diğer fikirler, milliyet veya sosyal yapı, mali ve doğum gibi konularda hiçbir ayrıcalık gözetilmeden dünyadaki bütün özürlü kişilere tanınmıştır.
3. Engelli kişinin insan haysiyetine saygı gösterilmesi onun en doğal hakkıdır. Ayrıca kişilerin, özürlülük veya noksanlıklarının sebebi ne olursa olsun düzgün yaşama şartlarına mümkün olduğu kadar normal ölçüde ve tam sahip olmak haklarıdır.
4. Engelli kişiler de, diğer insanların sahip oldukları medeni ve siyasi haklara sahiptirler. Zihinsel Engelli Hakları Beyannamesinin 7. maddesinde bu hakların sınırlandırılması ya da kaldırılması ile ilgili hükümler belirtilmiştir.
5. Engelli kişilerin mümkün olduğu kadar başkalarına bağımlı olmadan yaşamalarını sağlayacak önlemler alınmalıdır.
6. Engelli kişiler; tıbbi, psikolojik ve işlevsel tedavi haklarına sahiptirler. Protez ve ortopedik uygulamalar, tıbbi ve sosyal rehabilitasyon çalışmaları, eğitim, mesleki eğitim, staj ve rehabilitasyon, yardım, danışmanlık, iş bulma hizmetleri, engelli kişinin beceri ve yeteneklerini en yüksek düzeye çıkaracak ve onların sosyal beraberliğini hızlandıracak diğer bütün faaliyetler bu maddenin kapsamına girmektedir.
7. Engelli kişiler, ekonomik ve sosyal güvenlik haklarına, düzgün yaşam koşullarına sahip olmalıdırlar.
8. Engelli kişilerin özel gereksinimleri, ekonomik ve sosyal planlamanın her safhasında dikkate alınmalıdır.
9. Engelli kişiler, aileleriyle veya yakınlarıyla birlikte yaşama ve her türlü sosyal, yaratıcı ve eğlendirici faaliyete katılma haklarına sahiptirler. Hiçbir engelli kişi bulunduğu koşullar nedeni ile farklı uygulamalara maruz bırakılamaz. Eğer bir engellinin mutlaka özel bir kurumda ya da çevrede kalması gerekiyorsa o zaman bu çevrenin, kendi normal yaşıtlarının kaldığı ve yaşadığı çevreye mümkün olduğu kadar yakın olması gereklidir.
10. Engelli kişiler her türlü istismara, ayrımcılığa, kötüye kullanılma ve onur kırıcı uygulamalara karşı korunmalıdırlar.
11. Engelli kişiler, kendilerinin ve mallarının korunması gerektiği durumlarda yeterli yasal yardımı sağlamaya muktedir olabilmelidirler. Eğer adli durum gelişirse o zaman bu kişinin beden veya zeka durumu tümüyle dikkate alınmalıdır.
12. Engelli kişiler, haklarıyla ilgili her hususta kendilerine ait kuruluşlarla her zaman istişarede bulunabilmelidirler.
13. Bu beyannamede yazılı olan haklar, mümkün olan her türlü uygun vasıtayla engelli kişilere ve ailelerine tam olarak duyurulmalıdır.
Tanımlamalar
Engellilik derecelendirilmesindeki düşünce biçimi sağlık alanında sosyal model kavramının geliştirilmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Sağlık sorunlarının açıklanmasında yıllarca tıbbi model kullanılmıştır. Tıbbi modele göre toplum değiştirilemez ama insan değiştirilebilir olarak tanımlanmaktadır. Sosyal modele göre çeşitli nedenler sonucu ortaya çıkan bozukluklar çocuklarda çeşitli kısıtlılıklara neden olmakta, bu durum toplumsal koşullar sonucu iş göremezlik durumuna yol açmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre engellilik derecesi hafiften ağıra olmak üzere bozukluk, kısıtlılık ve iş görmezlik şeklinde tanımlanmaktadır. Bozukluk, vücut yapısında ya da işlevindeki sorunları belirtir. Kısıtlılık durumunda ise kişinin belirli işlevleri yerine getirememesi söz konusudur. Kısıtlılık yalnızca kişinin kendisiyle ilgili aktivitelerdeki verimini etkiler, sosyal görevlerini etkilemez. İş göremezlik ise vücut yapısında bozukluk ya da kısıtlılık sonucunda kişinin istediği hedeflere ulaşamaması, toplumda amaçladığı rolü üstlenememesidir. İş görmezlik toplum içinde bireyin fiziksel olarak bağımsız olmasını, hareketini ve sosyal olaylara katılımını engeller. Bu durum bireyin bulunduğu çevre koşullarına göre değişir. Türkiye nüfusunun %12 sinin engelli olduğu tahmin edilmektedir. Bu saptama, Türkiye de 3 milyon engelli ya da özel gereksinimi olan çocuk olduğu anlamına gelmektedir.
Sağlık Kurulu Raporları:
Engelli sağlık kurulu raporları, engellilere verilen pek çok hak ve hizmetlerden yararlanması için esas belge niteliğindedir. 16.12.2010 ve 27787 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ile ağır özürlü “Özür durumuna göre özür oranı %50 ve üzerinde olduğu tespit edilenlerden günlük yaşam aktivitelerini başkalarının yardımı olmaksızın yerine getiremeyeceğine özürlü sağlık kurulutarafından karar verilen kişileri ifade eder” biçiminde değiştirilmiş ve % 50 oranında özürlü bulunanlar da ağır özürlü olarak kabul edilmiştir.